24 Mart 2016 Perşembe

ZULTANİT TAŞI ÖZELLİKLERİ

















Zultanit Diaspor mineralinin berrak bir çeşidi ve ‘’Diaspor’’kelimesi Yunanca dağılmak, dağıtmak demek. Diaspor minerali ilk kez 1801 yılında Rusya’nın Ural dağlarında keşfedildi ancak berrak Diaspor çeşidi 1977 yılında Türkiye’de keşfedilene kadar hiç görülmemişti. Günümüzde mücevher üretimine uygun kalitede berrak Diaspor sadece Türkiye’de Muğla’nın Milas ilçesinde çıkarılıyor. Bu nadir değerli taş ilk defa 1994 yılında Eur Asia adlı bir şirket tarafından koleksiyoner taşı olarak pazarlandı ancak şirketin bu taşla ilgilenmesi çok uzun sürmedi. Eur Asia şirketi bu taşın pazarlanmasını bıraktıktan sonra Türk kuyumcusu Murat Akgün Türkiye’deki maden işletme hakların alınması ile ilgilenmeye başladı ve bunu 2005 yılında başardı. Bu değerli taşı Zultanit olarak tüm dünyaya tanıtan yine Murat Akgün oldu ve bugün Zultanit taşı sadece Zultanite Gems LLC tarafından pazarlanır. Zultanite Gems LLC çevreye dost ve güvenli madencilik tekniklerin güçlü bir destekçisidir. Şirket zultanit’in yüksek kaliteli taş imajını geliştirmek için sadece temiz taşları pazarlamayı seçti. GIA Enstitüsü zultaniti Tip 2 berrak bir taş olarak sınıflandırdı ve bu genellikle sadece 10x büyütme sırasında içindeki bazı kapanımların görülebileceği anlama gelir. Zultanit Moh’s skalasına göre 7 puanlık sertlik derecesine sahip ve onun ışık kırma endeksi 1.75. Eğer bir taş uzmanı değilseniz bu rakamlar size çok az şey ifade edebilir ancak bu özellikler zultaniti mükemmel bir mücevher taşı yaparlar. Ayrıca 100% doğal bir taş olarak zultanit hiç bir kalite geliştirme işlemi uygulanmayan nadir birkaç değerli taşlardan biridir.



17 Mart 2016 Perşembe

TÜRKİYE’NİN DEĞERLİ TAŞI ZULTANİTE
















Renk değiştiren taşlar uzun zamandır koleksiyonerlerin en çok aranan taşların arasında yer aldılar ve bu taşlar sadece son yıllarda geniş tüketici pazarında ilgi görmeye başladı. İnsanların sürekli sıra dışı veya benzersiz taşlara sahip olma arzusu renk değiştiren değerli taşları popülerliğin zirvesine yaklaştırdı. Aleksandrit, renk değiştiren safir, garnet hatta pırlanta bunlar en çok bilinen renk değiştiren değerli taşlardır ancak son yıllarda başka heyecan verici renk değiştiren bir değerli taş Türkiye’de çıkarıldı. Zultanit – Diaspor olarak adlandırılan ve çok nadir görülen malzemenin renk değiştiren bir çeşididir. Zultanit Dünya üzerinde sadece Muğla’daki Milas bölgesinde bulunan 4000 fit yükseklikte bir dağda bulunur ve Osmanlı İmparatorluğu’nu yöneten 36 padişah onuruna adlandırılmıştır. Mücevher dünyası için oldukça yeni bir taş zultanit doğal güzelliği ile ilk bakışta herkesi büyülüyor. Diğer renk değiştiren taşlar gibi zultanit sadece iki renk geçişi ile sınırlı kalmaz. Gün ışığında haki yeşili, kivi yeşili veya şampanya sarısını gösterirken akşam ve mum ışığında ahududu pembesinden bal sarısına veya konyak rengine kadar değişebilir. Taşın boyutu büyüdükçe renk değişimi daha net görülür. Bazı zultanitler kedigözü etkisine sahip. Bu etki kabişon kesim şeklinde taş yüzeyi boyunca tek parlak bir ışık bandı olarak ortaya çıkar. Ancak kedigözü zultanit son derece nadir görülür ve oldukça değerlidir.

Zultanit sahip olmaya değer bir taştır. Çok hoş benzersiz renk değişimini gösteren ve aynı zamanda nispeten dayanıklıdır. Zultanit 10 karattan büyük boyutlarda bulunabilir ve bu diğer renk değiştiren taşlara göre oldukça büyük bir avantajdır çünkü renk değiştirme özelliği taşıyan diğer taşlarda 2-3 karatı aşan boyutlar çok az bulunur. Her şeyi hesaba katarsak zultanit fiyat açısından da çok daha uygundur. Şu anda 2-3 karatlık temiz kaliteli taşların fiyat aralığı karat başına yaklaşık 300-400 dolardır. 5-7 karatlık boyutlar 600-700 dolar ve 7-10 karatlık boyutların fiyatları karat başına 800-1000 dolar arasında değişebilir. Olağanüstü renk ve kalite büyük boy taşların fiyatları bazen daha da yüksek olabilir. Taşların fiyatlandırması arz ve talebin bir yansıması olduğunu unutmayın ve zultanitin kaynağı şu anda oldukça sınırlı. Yakın gelecekte talep artarsa fiyatlar da artabilir. Yeni bir taş olduğu için zultanitin ünlü efsaneleri biriktirmek için çok az zamanı vardı ancak ezoterik özellikleri ile ilgileneler için zultanit psişik güç, kuvvet, hırs, akıl ve mantığa dayalı duyguların gelişmesine yardımcı olur. Büyüleyici ve olağanüstü bir taş zultanit tüm mücevher tasarımlarda nadir bir yıldızdır.


11 Mart 2016 Cuma

HOPE ELMASI 

LANETLİ ELMASIN GERÇEK HİKAYESİ





‘’ Ve lanet sonsuza dek senin üzerindedir ‘’. Birçok insanın gözünde bu şiirin sözleri ünlü Hope elması ifade eder. Meşhur Hope elması safir gibi koyu mavi rengi ile tanınır, ama her şeyden önce talihsizlik getiren bir taş olarak bilinir. Peki, bu taş gerçekten kötü şans getirir mi? Onun bütün sahipleri aniden veya kötü bir şekilde öldü mü? Vereceğimiz cevap sizde hayal kırıklığı yaratabilir, ancak Hope elması sahiplerine talihsizlik getirmedi ve kesinlikle onların erken ölümüne sebep olmadı. Lanetli elmasın sahiplerinden birçoğu uzun bir hayat yaşadı ve taşı çevreleyen kötü efsaneleri bazı kişileri tarafından belirli amaç için icat edilmişti.





Hope elması hakkında bilinen en eski gerçekler on yedinci yüzyılın ortasına ait ve onun kaynağı Golconda bölgesindeki Kollur madeni olduğunu söylenir. Bazı kaynaklara göre mavi elmas çalınmadan önce Hindistan’da kutsal bir idolün gözüydü, ancak bunu destekleyecek hiçbir kanıt yoktur. Kesin bilinen şey, Jean Baptiste Tavernier adında bir tüccarın 1668 yılında Hindistan gezisinden bu taşı Fransa’ya getirilmesi ve onu Fransa Kralı 14. Louis’e satılmasıdır. Bazı bilgiler Tavernier’in bu elması Hindistan’da 1642 yılında satın aldığını gösterir, ancak onun böyle değerli mücevheri uzun zaman Kraldan gizli tuttuğuna inanmak oldukça zordur çünkü 14. Louis’in değerli taşlarda ve özellikle elmaslara olan tutkusu çok yaygın biliniyordu ve böyle bir elmasın varlığını mutlaka en kısa zamanda öğrenecekti. Diğer teoriler Tavernier’in mavi elması Hindistan’da değil, Avrupa’da bir ticaret merkezinde, muhtemelen Venedik’te Doğu gezisinden sonra satın aldığını söylerler ve bu oldukça mantıklıdır. Tavernier 14. Luis’e 20 büyük elmastan oluşan bir koleksiyon sundu ve mavi elmas bu koleksiyonun içinde en önemli yer alıyordu. Kral elmasları görünce büyülenmiş ve hemen finans bakanı Colbert’e onları satın alınmasını emretmişti. Fransa’nın saray hazinesi 14. Louis döneminde Avrupa’nın ve belki de dünyanın en iyi değerli taşlara sahipti. Kral Tavernier’e asalet unvanı vererek protestan olmasına rağmen yaptığı hizmetleri için ödüllendirdi. Tavernier herhangi lanetin altında kalmayan mavi elmas sahiplerinden biriydi ve 84 yaşındayken Rusya’da öldü ve Moskova yakınında bir protestan mezarlığında toprağa verildi.





14.Louis dört yıl boyunca mavi elmasın orijinal halini korudu ve ancak 1673 yılında saray kuyumcusu Mösyo Pitau onu 69.07 karat ağırlığında kalp şekline dönüştürmüştü. 1749 yılında 15.Louis mavi elması Altın Post madalyasına monte edilmesini emretti ve bu elmas aynı şekilde 16.Louis tarafından da kullanılıyordu. 16.Louis’in eşi Marie Antoinette tam bir mücevher delisiydi ve genellikle onun mavi elmas tarafından lanetlendiğini iddia edilmişti ancak bu elmasın Marie Antoinette tarafından takıldığına dair hiçbir bir kaydı yoktur çünkü mavi elmas tamamen erkek süsü olarak Altın Post madalyasında takılı kaldı. 14 Temmuz 1789 yılında Fransa’nın ayaklanma döneminde iktidara gelen kurucu meclis tüm saray mücevherlerinin envanter listesini yapılmasını emretti ve kayıt sırasında mavi elmasa 3 milyon frank değer verilmişti. Daha sonra tüm saray mücevherleri Palace de la Concorde bulunan Garde Meuble, kısmen müze kısmen mobilya mağazasına taşındı. Belirli günlerde halka mücevherleri görmeye izin veriliyordu ve hırsızlar bu fırsatı çok iyi değerlendirdi. 16-17 Eylül 1792 gecesinde tüm paha biçilmez mücevherler çalındı ve üç ay sonra İngiltere’ye kaçırıldı.







1804 yılında Fransız Meclisi savaş sırasında işlenen tüm suçları için af yasasını çıkardı ve mavi elmas Fransız Hükümetinden çalınan saray eserinden İngiliz tüccarların elindeki değerli mal varlığına dönüşmüştü. 1792-1812 arasındaki 20 yıl mavi elmas tarihindeki en gizemli yılları olarak kabul edilir ve onun yeniden kesilme koşulları hakkında hiçbir şey bilinmemektedir. Büyük olasılıkla İngiliz taş ustası John Françillon ve elmas tüccarı Daniel Eliason bu işlemi o dönemin en önemli taş kesim merkezi olan Amsterdam’da gerçekleştirdi. 1839 yılında Henry Philip Hope mavi elmasın yeni sahibi olarak ortaya çıktı. Henry Philip Hope ve ağabeyi Thomas Hope birçok ülkeye kredi veren Hope&Co. bankasının sahipleriydi. Henry Philip Hope mavi elması John Eliason’un varislerinden satın aldığını tahmin ediliyor. Henry Philip Hope hiç evlenmedi ve öldüğünde tüm mirasını yeğenlerine bıraktı. Artık Hope elması olarak bilinen mavi elmasın yeni sahibi yeğenlerinin en büyüğü Henry Thomas Hope onu 1851 yılında Londra’da Crystal Palace Sergisinde ve 1855 yılında Paris’te Dünya Sergisinde sergiledi. Henry Thomas Hope dönemi Hope elmasının en sakin dönemi olarak kayda geçti ancak bu taşa kötü özellikleri vermeye hazır olanlar Thomas Hope’un (54) nispeten erken yaşta öldüğünü işaret edebilir. Thomas Hope’un kızı Henrietta Adela 1887 yılında Hope elmasını en küçük torunu olan Lord Henry Francis Hope’a miras bıraktı. Lord Henry Francis Hope kumar sevgisi yüzünden sürekli maddi zorlukları çekiyordu ve 1895 yılında tamamen iflas etti. 1901 yılında Lord Henry Francis Hope mavi elması New Yorklu bir elmas tüccarına sattı ve böylece Hope elması ona adını veren ailenin elinden tamamen çıkmıştı. Lord Henry Francis Hope 1928 yılında 72 yaşındayken öldü. Bir sonraki dönemde Hope elması hakkında iddia edilen tuhaf ve korkunç olayların dizisi başlıyor. Jacque Colot adında bir Fransız broker Hope elması satın aldıktan sonra aklını kaybedip intihar ettiğini iddia ediliyor. Rus Prensi olarak tarif edilen Prens İvan Kanitowsky Hope elması aktris Folies Bergeres’e hediye etti ve güzel aktris ertesi gün taşı taktığında Prens tarafından vuruldu. Bir Yunanlı kuyumcu mavi elması Türkiye Sultanına sattıktan sonra eşi ve çocuğu ile araba kazasında öldü. Bunun gibi daha bir çok hikaye bulunabilir ancak bu tür olayları destekleyecek hiçbir kanıt yoktur.





1901 yılında Lord Francis Hope’dan mavi elması satın alan New Yorklu taş tüccarı Joseph Frankel’in oğullarından Simon Frankel olduğunu ortaya çıktı ve bay Simon bu taşa 33.000 Pound ödediğini söyledi. 1908 yılında Frankel Hope elmasını iki milyon franga Salomon Habib adındaki tüccara sattı. Bir yıl sonra Salomon Habib çektiği maddi zorlukları yüzünden elması Paris’teki açık artırmaya koymak zorunda kaldı. Hope elmasına 1.500.000 Frank fiyat belirlendi ancak açık artırmadaki en yüksek teklifler 400.000 Franga bile ulaşamadı. Yine de Salomon Habib ihaleden hemen sonra Hope elmasını satmayı başardı ve alıcı Parisli tüccar Rosenau daha sonra onu Pierre Cartier’e sattı. Pierre Cartier’in Hope elması tarihinde oynadığı rol iki bölümünden oluşuyor. Birincisi, Hope elmasını eski möntürden çıkaran ve onun kemerini fasetleyen ilk Pierre Cartier olu. İkincisi Pierre Cartier onu bayan Evalyn McLean’e sattı ve Bayan Evalyn’in adı önümüzdeki otuz yıl boyunca hep bu elmasla anıldı. Bayan Evalyn Walsh McLean altın madencisi Thomas Walsh’un kızıydı. 1908 yılında Bayan Evalyn Wasington Post gazetesi sahibinin oğlu Bay Edward McLean ile evlendi. Balayı gezisi sırasında çift düğün hediyesi almak için Paris’teki Cartier mağazasını ziyaret etti ve Bayan McLean düğün hediyesi olarak 94.80 karatlık damla şeklindeki Star of the East elmasını aldı. Çiftin 1910 yılındaki ikinci Paris gezisinde Pierre Cartier Hope elması göstermek için Bayan Evalyn’i kaldığı otelde ziyaret etti ancak Bayan Evalyn elmasın montürünü hiç beğenmedi. Aynı yılının ekim ayında Pierre Cartier Hope elmasını New York’a getirdi ama bu sefer mavi elmas muhteşem bir kolyeye monte edilmişti. Bayan McLean 40.000 Dolar peşin ve 114.000 dolar üç yıl içerisinde ödeme şartı ile 180.000 dolara Hope elması almayı kabul etti. Daha sonra Bayan McLean onu kiliseye götürerek kutsadı ve o andan itibaren elmastan ayrılamaz oldu. Bayan Evalyn Hope elması ile ilişkili olan kötü efsanelere hiç inanmadı ancak onun kişisel hayatı trajedilerle doluydu. Erkek kardeşinin erken ölümünden sonra onun büyük oğlu sadece dokuz yaşındayken bir arabanın altında ezilerek öldü. Bayan Evalyn sevdiği kocasından içki yüzünden boşandı ve kocası sonunda bir akıl hastanesinde öldü. Ama en son darbe onun tek kızının sadece 25 yaşındayken aşırı dozdan ölmesi oldu. Bayan Evalin bu darbeden sonra düzelemedi ve ertesi yıl almış yaşındayken pnömoniden öldü.








Bayan McLean torunlarının en küçüğü 25 yaşını doldurana kadar tüm değerli eşyalarının satılmamasını vasiyet etti. Onun ölümünden iki yıl sonra mahkeme ailenin devlete karşı borçlarını ödemek için mücevherleri satmayı izin verdi. Mücevherlerin satılma ihtimali haberlere çıkınca Hope elmasının birçok alıcısı çıktı ancak 1949 yılında Harry Winston açıklanmayan para miktarı ödeyerek Bayan McLean’in tüm mücevher koleksiyonunu satın aldı. Bay Winston görünüşe göre elmasın sahiplerine getirdiği laneti hakkında pek endişe etmiyordu çünkü onu defalarca Atlantik üzerinden taşıdı ve özellikle bununla ilgili bir hikaye anlatmayı çok seviyordu. Bay Winston, eşi ve iki çocuğu ile Lizbon gezisinden Amerika’ya geri dönerken iki ayrı uçağı ile dönmeyi karar verdiler. Bayan Winston New York’a gitmek için Cuma günkü uçağına binecekti, Bay Winston ise ertesi günkü uçağı ile gelecekti. Cuma gününde Bayan Winston’un uçağı planlandığı gibi kalkış yaptı ve her zamanki yakıt ikmali için Azor adalarında indi. Uçağın motorundaki küçük sorun iki saatlik gecikmeye neden oldu ve Bayan Winston’un yolcuların arasında olma gerçeği kısa sürede belli oldu hatta bir yolcu yolculuğa artık devam edemeyeceğini söyleyerek uçağa binmeyi reddetti. Ertesi gün Bay Winston eşinden bir telegram alarak her şeyin yolunda olduğunu öğrendi ve uçağa binerken yandaki koltuğu boş görünce çok sevindi. Azor adalarına indikten sonra Bay Winston yanındaki boş koltuğunun artık boş olmadığını öğrendi. Yeni yolcu lanetli elmas sahibinin eşi ile aynı uçakta seyahat etmekten nasıl kurtulduğunu anlatıyordu. Yolcu sürekli konuşuyordu ve herkesi rahatsız ediyordu özellikle o uçağın güvenli bir şekilde yere inip inmediğini merak ediyordu. Bay Winston bunu duyunca yolcuya eşinden aldığı telegramı uzattı. Yolcu şaşkın bir şekilde Bay Winston’a baktı ve bir daha ağzını açmadı. Harry Winston döneminde Hope elması binlerce kilometre seyahat etti ve transit sırasında bir milyon dolara sigortalandı, ayrıca sergilenirken milyonlarca dolar bağış topladı. Kasım 1958 yılında Harry Winston Hope elmasını Smithsonian Müzesine bağışladı. Bugüne kadar Hope elması sadece birkaç kez Smithsonian müzesini terk etti. 1962 yılında Fransa Louvre Müzesindeki sergi için. Bu sergide mavi elmas 14. Louis’in diğer mücevherleri ile yüzyıllar sonra yeniden bir araya geldi. 1965 yılındaki Güney Afrika’daki Johannesburg sergisi için. Hope elması Güney Afrika’ya gelince De Beers Araştırma Laboratuvarının üst düzey yetkilileri elmasa bilimsel inceleme yapmayı başardı. Diğer tüm doğal mavi elmasları gibi Hope elması en nadir tip IIb grubuna ait olduğunu tespit edilmiştir. Bu tarihi 45.52 karatlık elmasın ölçüleri: en – 21.76mm, uzunluk- 25.60mm ve derinlik 12.00mm, ayrıca Hope elmasının nispeten kalın kemeri ve oldukça geniş bir culeti var. GIA enstitüsü Hope elması VS1 berraklık derecesi ve Fancy Deep grimsi mavi renk seviyesi olarak derecelendirdi.






9 Mart 2016 Çarşamba

MART AYININ ŞANS TAŞI AKVAMARİN




Akvamarin taşı denizin derin mavisinden gökyüzünün açık mavisine kadar olağanüstü güzel mavi renk tonlarını sunar. Büyüleyici, berrak ve ışıltılı akvamarin hemen hemen her kadının ten ve göz rengine uyum sağlar. Tüm mücevher tasarımcıları ve sanatsal taş kesim ustaları akvamarinin ince mavi tonlarından esinlenerek eşsiz parçaları yaratırlar. Akvamarin uyum, dostluk ve güven duyguları uyandırır ve bu güzel duyguların temelinde sonsuz gökyüzünün ve hayat veren suyunun enerjileri yer alır. Akvamarine baktığınızda bazen gerçekten de okyanusun berrak mavisini yakaladığınızı düşünürsünüz. Bu nedenle bu taşın adı Latince Aqua (su) ve Mare (deniz) kelimelerden geliyor ve güneşli bir yerde suya konduğunda kendi güçlerini en iyi şekilde geliştirdiğine inanılır. Ayrıca eski zamanlarda akvamarin mutlu evlilik, neşe ve zenginlik getiren bir taş olarak sayılırdı. 


Akvamarin en iyi bilinen taşlardan biridir ve neredeyse yakut, safir ve zümrüt kadar popüler. Aslında zümrüt ve akvamarin beril ailesinin en değerli üyeleridir sadece akvamarin zümrüde göre hemen hemen hiç kapanımları içermez. Moh’s skalasındaki 7.5 – 8 puanlık sertlik derecesi onu çizilme riskine karşı büyük ölçüde korur. Akvamarin benzersiz mavi rengini demir elementinden alır ve bazı örnekleri mavimsi yeşil tonları gösterirler, ancak akvamarinin rengi ne kadar derin olursa değeri de o kadar artar. Akvamarinin çeşitli renk tonları güzel ve melodik isimleri taşırlar. Örneğin Brezilya’nın Santa Maria de İtabria madeninden çıkan çok nadir yoğun mavi taşlara ‘’Santa Maria’’ adı verilir. Benzer renk özellikleri gösteren Mozambik akvamarinlere ‘’Santa Maria Africana’’ adı verildi. Brezilya’daki Espirito Santo eyaletinde çıkan çok yoğun renkli olmayan taşlara ‘’Espirito Santo’’ adı verilir. Bir tane güzel akvamarin tonu 1954 Brezilya güzellik kraliçesi Martha Rocha’nın ismini bile almış. Sadece bu ilginç isimlere bakarak Brezilya’nın ne kadar önemli akvamarin kaynaklarına sahip olduğunu hemen anlarsınız. Dünya pazarındaki akvamarin taşının çoğunluğu bu ülkeden geliyor ancak bu taş aynı zamanda Zambiya, Nijerya, Madagaskar, Mozambik, Afganistan ve Pakistan’da bulunur. 




27 Şubat 2016 Cumartesi

BAŞARI VE REFAH GETİREN TAŞLAR


PERİDOT





Peridot para konusundaki karışıklıkları çözmenize yardımcı olur. Peridot küpe bir iş kadına toplantılarda çıkan tartışmalarda daha güçlü durmaya yardımcı olacaktır. Sol elinin işaret parmağına takılan peridot yüzük, yeni başlatılan projelerin hızlandırılmasını ve harcanan para miktarının hızla geri kazanılmasını sağlar. Peridot taşını ayrıca herhangi cebinizde, cüzdanınızda veya çantanızda taşımak ayni etkiyi verir. Peridot – Mart, Şubat ve Mayıs aylarında en yüksek etkilere sahiptir.


SİTRİN



Sitrin taşı çeşitli insanlar arasında düşmanları belirleme sezgileri kuvvetlendirir. Sol elinin işaret parmağına takılan sitrin yüzük nazara ve ikiyüzlü insanlara karşı korur. Sağ elinin işaret parmağına takıldığında işlerde başarılı bir sonuç ve istikrarlı bir gelir getirir. Taş olarak sitrini taşımak önerilmez, onun yeri çalışma masasının üzerinde veya ev içinde rahatça görülebilen bir yerdedir. Unutmayın, kayıp sitrin taşı para sıkıntıları işaret eder. Sitrin taşı en güçlü etkilere Mayıs, Temmuz ve Kasım aylarında sahiptir.


KRİZOPRAZ



Krizopraz taşı sahibine başarı, zenginlik ve refah getirir. Yeni bir proje veya yeni bir işe başladığınızda sol elinizin yüzük parmağına bir krizopraz yüzük takın, size doğru yol seçmenize yardımcı olur ve iş görüşmelerinizde başarı yakalamanızı sağlar. Krizopraz yüzüğü sağ elinin yüzük parmağına takmak – ekstra bir güç kazanmak ve hızlı bir şekilde paraya ulaşmak demektir. Yüzük yerine sol cebinizde duran krizopraz taşı aynı etki sağlayacaktır. Krizopraz taşı Nisan, Mayıs, Eylül ve Aralık aylarda en güçlü etkilere sahiptir.    


KARNELİAN




Karnelian para bölünme sırasında doğan kavgaları ve tartışmaları yatıştırır. Sol elinin orta parmağına takılan karnelian yüzük, sahibine yeni plan ve projeleri getirir. Sağ elinin yüzük parmağına takıldığında – sahibine adil yoldaşları çeker ve düşmanları uzaklaştırır. Karnelian taşını gece yastık altına koymak, tüm endişelerden arınmak demektir. Mart, Haziran, Temmuz ve Kasım aylarında daha güçlü etkilere sahiptir.


LABRADORİT




Labradorit – yeni başlatılan işleri başarılı bir şekilde bitirmeye yardımcı olur. Parasal işlerde çıkan tehlike ve olası dolandırıcılığa karşı, donuk ve mat rengi ile sahibini uyarır. Yüzük olarak sağ veya sol elinin işaret parmağına takılan Labradorit, zor durumların üstesinden gelmeye ve akıllıca kararları almaya yardımcı olur. Labradorit taşı yanınızda taşımak her zaman iyi gelir – sizi ani para kaybına karşı koruyacaktır. Şubat, Nisan, Haziran ve Ağustos aylarda bu taşın özel güçleri vardır.


KRİZOBERİL




Krizoberil taşı sıkıntılı döneminden sonra refah sağlamaya yardımcı olur.  Sağ tarafa takılan bir krizoberil broş veya sağ elinin yüzük parmağına takılan bir yüzük – iyi ve çalışkan iş ortağı bulunmasına yardımcı olur, ayrıca bu taşa sahip olan kişide finansal becerileri geliştirir. Krizoberil taş olarak sağ cebinde taşınmalı. Ocak, Mayıs, Eylül ve Aralık aylarında özel güçlere sahiptir. 


KAPLANGÖZÜ



Kaplangözü taşı sahibini mali kayıplara karşı korur, ağırlaşıp size sürekli rahatsızlık vererek nakit sıkıntılara karşı uyarır. Kaplangözü takı olarak ( yüzük, bilezik veya broş) sadece sol tarafa takılır. Bu taş Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim ve Kasım aylarda özel etkilere sahiptir.







21 Şubat 2016 Pazar

CULLİNAN – TARİHİN EN GÖRKEMLİ ELMASI




26 Ocak 1905 yılında değerli taşların tarihinde en önemli olaylardan biri gerçekleşti. Güney Afrika’nın Premier elmas madeninde elmasların en görkemlisi  Cullinan elması bulundu. Bu tarihi elmas 1862 yılında Güney Afrika’da doğan İrlanda asıllı Thomas Cullinan’ın adını taşıyor. Thomas Cullinan’ın dedesi James Cullinan başlangıçta Amerika’ya göç etme kararı vermişti ve 1836 yılında New York’a gidecek gemiye binmek üzere eşi ile birlikte İrlanda’dan Londraya geldi. James Cullinan’ın göç planları aşırı hevesli kutlama sonucunda bozuldu ve o sadece gemiyi kaçırmakla kalmayıp tüm paralarını da kaybetti. Londra’da tamamen parasız kalan James İrlanda’ya dönecek kadar para bile bulamıyordu ve bu sorunu İngiliz ordusuna katılarak ve görev için Güney Afrika’ya gitmekle çözdü.

Cullinan soyadını dünyaya duyuran James Cullinan’ın torunu Thomas, Güney Afrika’nın en başarılı müteahhitlerden biriydi ancak büyük bir elmas madeni keşfetme fikri Thomas’ta saplantı haline geldi. Thomas özellikle Johannesburg yakınlarında bulunan Pretoria çiftliklerinde artan elmas buluşları ile yakından ilgileniyordu. Bir rivayete göre Thomas kendini şarbon kontrolü yapan büyük baş hayvan denetmeni olarak tanıtıp çiftlikleri gezerken gizlice elmas araştırması yapıyordu. Güney Afrika’da çıkan savaş Thomas’ın elmas araştırmalarına son verip Pretoria’daki çiftlikleri yoksulluk durumuna sürüklemişti. Çiftlik arazilerin sahibi çaresiz kalınca 1903 yılında Thomas Cullinan’ın kurduğu Premier Syndicate Limited şirketinin teklifleri kabul etmek ve arazileri satmak zorunda kaldı. 



Premier madeni faaliyete geçtikten hemen sonra De Beers yöneticilerden Sir Alfred Beit maden yerini görmeye geldi. Madenin boyutu ve yapılan işlerin büyüklüğü Sir Alfred’i o kadar etkiledi ki bir yazara göre De Beers için böyle büyük rakibinin ortaya çıkma düşüncesi Sir Alfred'i bayılttı. Ancak başka bir rapora göre bayılmanın sebebi sadece aşırı sıcak bir gün olmuştu. 26 Ocak 1905 yılında öğlen saatlerinde bir maden işçisi bölüm şefine doğru koşarak heyecanla madenin duvarında büyük parlak bir nesne gördüğünü söyledi. Bölüm şefi Wells madene indiğinde işçinin göstermiş olduğu nesnenin devasa bir elmas olduğunu hemen anladı. 

Kendi gözlerine inanmayan Wells taşı bıçakla yerinden söküp maden ofisine koştu ancak ofis müdürü meşgul olduğu için kapıda uzun süre bekletildi. Ofis çalışanları Wells’in ofise neden geldiğini merakla sordular, böylece Wells onlara elması göstermek zorunda kaldı. Bunun üzerine çalışanlardan biri ‘’ Bu bir elmas değildir ‘’ söyleyerek onu pencereden dışarı fırlattı. Wells sessizce dışarı çıktı ve elması geri aldı. Bulunan kristal tartıldığında 3.025,75 karat olduğunu ortaya çıktı. 

Keşif haberi getiren telegraf Thomas Cullinan’a teslim edildiğinde o arkadaşları ile akşam yemeğinde eğleniyordu. Cullinan haberden hiç etkilenmedi ve arkadaşlara bulunan taşın elmas değil muhtemelen sadece basit bir kristalin olduğunu söyledi. Kristalin elmas olduğunu kanıtlanınca Cullinan kendisi için ve yemekte olan on bir tane misafiri için camdan on iki tane kopya yaptırdı. Yapılan araştırmalara göre bulunan elmas çok daha büyük bir elmasın sadece kopmuş bir parçasıydı ve orijinal taşın boyutu sadece tahmin edilebilir. Orijinal taşın diğer parçaları volkanik patlama sırasında birbirinden uzak yerlere dağılmış olabilir ve bir gün ortaya çıkma olasılığı hala söz konusu ancak madenin hangi bölümünde bulunabileceği hiç kimse bilemez. 

Cullinan elması keşif haberi tüm dünyada büyük bir etki yarattı ve Premier şirketinin hisseleri bir gecede inanılmaz değer kazandı. Premier dünyanın en büyük elmas üreten madenin olacağı görüşü artık serbestçe ifade ediliyordu. O zamana kadar dünya elmas pazarını ve elmas fiyatlarını sadece De Beers yönetiyordu ancak artık pazarda iki büyük rakip vardı. 

Cullinan elması Johannesburg’daki Standard Bankasının ofisinde bir süre sergilendi ve Premier şirketi onu Londra’ya göndermeye karar verdi. Böyle değerli parçanın yolculuğu oldukça büyük sorunları yaratıyordu ve ilk olarak Cullinan elması Güney Afrika posta servisinde çalışan bir görevlinin eşine ait şapka kutusuna gizlenerek Cape Town’a güvenle ulaştırıldı. Deniz yolculuğuna geldiğinde Cullinan elması sıradan bir posta paketi olarak 1905 yılının şubat ayında Londra’ya gönderildi. Aynı zamanda güzelce paketlenmiş ve mühürlenmiş sahte bir elmas korumaların gözetiminde gemi kaptanın odasında kasada tutuluyordu. Her iki taş zamanında güvenli bir şekilde hedefe ulaştı.

 İki yıl boyunca Cullinan elması Londra’da banka kasasında kaldı çünkü ona fiyat teklif etmeyi kimse cesaret edemiyordu. Premier şirketi tüm çabalara rağmen elması satamıyordu ve onu İngiltere Kralına sunmak için Güney Afrika’nın Transvaal hükümetine öneride bulundu. İngiltere Hükümeti Kralın Cullinan elması kabulü hakkında biraz huzursuz olmuştu ve uzun tartışmalardan sonra kabine Kralın bu elması reddetmesi durumunda siyasi anlamda zorluk oluşturacağı kararına vardı. Bu arada Kral Edward sunulan elması kabul edeceğini önceden defalarca bildirmişti. Cullinan elması 19 Ekim 1907 tarihinde Güney Afrika’nın Transvaal Hükümeti tarafından resmi olarak İngiltere Kralı Edward’a hediye edildi. Bunun yanında Transvaal hükümeti Premier Elmas Şirketine Cullinan elması için 150.000 sterlin ödedi. 



Hediye kabul edildikten hemen sonra Cullinan elmasının kesme görevi Amsterdam’da bulunan I.J Asscher firmasına verildi. Asscher ailesinin üç üyesi Londra’ya giderek elması teslim aldı. Böyle büyük bir taşın kesme görevi her aşamasında çeşitli zorlukları getiriyordu. Cullinan elması tek büyük bir taş olarak kesinlikle fasetlenmezdi ve mutlaka parçalara bölünmesi gerekiyordu. Firmada en yetenekli kesim ustası olarak tanınan Joseph Asscher özel olarak yapılmış bir tutucuya elması yerleştirerek 8 Şubatta bölme işlemine başladı. Herkes nefesini tutup işlemi heyecanla izlerken çelik bıçak çekicin ilk darbesinden kırıldı ancak elmas hiç zarar görmedi. Gergin bir sessizliğin içinde Asscher bıçağı değiştirip elmasa daha sert bir darbe indirdi. Elmas 1.977 ve 1.040 karatlık iki parçaya bölündü. Joseph Asscher’in yeğeni Luis Asscher amcasının elmasın bölünme sırasında bayıldığını hikayesi tamamen uydurma olduğunu söyledi. Luis’e göre Joseph Asscher bayılmak yerine çok daha büyük olasılıkla bir şişe şampanya açardı. 

Kesim sürecini merakla takip eden Kral Edward Cullinan’ı iki büyük taş halinde kesilmesini istedi ve bölünmüş iki parçanın fasetleme ve cilalama işlemleri 2 Mart’ta başladı. Fasetleme işlemi için özel bir oda hazırlandı ve tüm bu süreç Asscher şirketinde yaklaşık yirmi yıl çalışan ve olağanüstü cilalama yeteneği olan Henri Koe gözetiminde yapılıyordu. Bir firma üyesinin refakati olmadan elmasın bulunduğu odaya girmek veya odadan ayrılmak kesinlikle yasaktı. Geceleri ise Cullinan elması dört polis tarafından korunuyordu. İki elmasın fasetleme ve cilalama sürecinde üç tane usta sekiz ay boyunca her gün ön dört saat çalıştı. Elmasın bölme işlemi sırasında Joseph Asscher bayılmadıysa da, Henri Koe aşırı stres yüzünden sinir krizi geçirdi ve tedavi için Güney Afrika’ya gönderildi. 21 Kasımda iki tane büyük Cullinan elması resmi olarak Windsor sarayında Kral Edward’a sunuldu. 


CULLİNAN’IN DOKUZ TANE EN BÜYÜK ELMASI

Cullinan (1)  -  530.20 karat - armut şekli
Cullinan (2)  -  317.40 karat -  yastık şekli
Cullinan (3)  -  94.40 karat    - damla şekli
Cullinan (4)  -  63.60 karat    -  yastık şekli
Cullinan (5)  -  18.80 karat    -  kalp şekli
Cullinan (6)  -  11.50 karat    -  markiz şekli
Cullinan (7)  -  8.80 karat      -  markiz şekli
Cullinan (8)  -  6.80 karat      -  uzatılmış yastık şekli
Cullinan (9)   - 4.40 karat      - damla şekli




Muhteşem Cullinan (1) elması dünyanın en büyük kesilmiş elmas unvanı aldı. Kral Edward ona ‘’Great Star of Africa’’ (Afrika’nın büyük yıldızı) olarak yeni bir isim verdi ve İngiliz Kraliyet Asasına monte edilmesini emretti. Cullinan (2) elması İngiliz İmperyal Tacının ön kısmında yer alıyor ve her iki elmas bugün Londra Tower kulesindeki Kraliyet Mücevher Müzesinde sergilenmektedir. Kral Edward ayrıca elması bölme sırasında kullanılan bıçak ve çekici görmek istedi ve onların da aynı zamanda Tower kulesindeki müzesinde sergilenmesini emretti. Günümüzde bu aletler Amsterdam’da Asscher firmasının ofisinde sergilenir ve çelik bıçağının kenar kısmındaki deformasyon çok net fark edilebilir. 

Cullinan (1) ve Cullinan (2) kraliyet mücevherleri olarak kayıtlara geçti. Diğer tüm taşlar ve kesimden kalan parçalar hizmet ücreti olarak Asscher ailesine kaldı. Kral Edward daha sonra Cullinan (6) elması Kraliçe Aleksandra için hediye olarak satın aldı. Bu elmas şu anda Kraliçe II Elizabeth’in sahip olduğu zümrütlü kolyenin ucunda yer alıyor. Kalan 6 tane büyük ve 96 tane küçük Cullinan elması Transvaal hükümeti tarafından satın alındı. Transvaal hükümeti altı tane büyük elması Güney Afrika ziyareti sırasında Galler Prensesi Mary’ye hediye etmeyi planlıyordu, ancak resmi ziyaret Kral Edward’ın ölüm sebebiyle iptal edildi. Daha sonra elmaslar Güney Afrika hükümeti ve halkı adına artık Kraliçe Mary’ye hediye olarak sunuldu. 

Cullinan (2), (3) ve (4) elmasları Afrika’nın küçük yıldızları ‘’The Lesser Stars of Africa’’ olarak bilinir. Cullinan (3) ve Cullinan (4) elmasları Kral George’un 1911 yılındaki taç giyme töreninde Kraliçe Mary'nin takacağı yeni taca monte edildi daha sonra kişisel kullanım için çıkarılabilme özelliği ile. Kraliçe Elizabeth’e bu taşlar büyük annesinden miras kaldı ve Kraliçe onları şu anda broş olarak kullanıyor. Mart 1958 yılında Kraliçe Elizabeth Hollanda Devlet ziyaretinde Asscher fabrikasının turu sırasında bu broşu taktı ve iki tane Cullinan elması neredeyse elli yıl sonra kesildiği yere tekrar geri döndü. 

Kraliçe Elizabeth kalp şeklindeki Cullinan (5) elması broş olarak kullanıyor, Cullinan (7) ve Cullinan (8) başka bir broş olarak tasarlandı, Cullinan (9) ise yüzük olarak ayarlandı. Tüm bu taşlar Kraliçe ile birlikte sık sık seyahat ederler. Cullinan’ın 96 tane küçük elmaslarından biri 1932 yılında Londra’da sergilendi ve ona ‘’Romyn’’ adı verildi. Daha sonra 1966 yılında 2.5 karatlık markiz ve 1.5 karatlık yuvarlak kesimli iki tane elmas De Beers’in Johannesburg’da düzenlediği bir sergide sergilendi. De Beers elmas laboratuvarının bir çalışanı sergi sırasında taşları incelemek için fırsat buldu ve onları bugüne kadar gördüğü elmasların en saf örneği olarak ifade etti. 




17 Şubat 2016 Çarşamba

YÜZÜKLER VE İNSANIN DOĞASI



Alyans dışında parmaklara takılan yüzükler insan doğası hakkında birçok şey anlatabilirler. Psikologlara göre değişik parmaklara takılan yüzükler, yüzük sahibinin karakteriyle ilgili çok önemli ipuçları verebilir.

Örneğin yüzük parmağı ilişkiler ve iletişimden sorumlu. Onun en güzel açıklaması alyans takma geleneğidir. Altın alyans bir ilişkide ve evlilikte temiz enerji, güç ve cömertlik sağlar. Bazen kadınlar alyansın yanına herhangi ikinci yüzük takarlar. Bu işaretin anlamı, evliliğin önemini vurgulamak ve onu daha da güçlendirmek. Bu parmağa takılan farklı yüzükler, alyans hariç, insanın ruh halini gösteriyorlar. Küçük önemsiz yüzükler sakin ve romantik kişiliği işaret ederler. Büyük ve abartılı modeller, fark edilme ve dikkat çekme arzusunu gösterirler. Bir kişi yüzük parmağına gösterişli bir yüzük takıyorsa, onda iyi bir ruh hali, iyi niyeti ve aşktan en romantik beklentileri olduğunu anlarsınız. Böyle kişilerde olumlu duygular zirvede.

Orta parmağa yüzük takmak iyi bir kariyer için tüm güçleri ayarlamak demektir. Orta parmağımız en uzun ve en merkezi parmağımız. Kural olarak, bu parmak bizim atalarımızla olan bağlantı gösteriyor ve bütün aile, miras kalan takılar ona takılıyor. Bu yüzden orta parmağa yüzük takan kişi kadere, karmaya, ve yüksek amaca inanır. Böyle bir kişi ile karşılaştıysanız, emin olun ki o büyük manevi güce sahiptir. Orta parmağa takılan yüzük, yaşamın bütün zorlukların üstesinden gelmeye yardımcı olur, özveri ve bilgeliği arttırır.  

İşaret parmağa yüzük takmak, fiziksel kuvvet ve çeviklik verir. Gururlu ve iktidar arzusu olan bir karakteri işaret eder. Sizin karşınıza çıkan kişi bu parmağa gösterişli yüzük takıyorsa, o liderliği hedeflemektedir. Onun en ciddi niyeti fethetmek ve kazanmak. Eğer çekingen, utangaç ve kararsız bir kişi bu parmağa yüzük takarsa, iletişimde zorluk yaşamaz. Ama genelde bu çok gururlu ve kibirli bir kişinin simgesidir.

Çok az kişi serçe parmağa yüzük takıyor. Müzikal ve sanatsal duyarlılığınızın artmasını istiyorsanız, serçe parmağınıza yüzük takın. Serçe parmağındaki yüzük oyuncu, sanatçı ve moda tasarımcıların sık arkadaşı. Ancak sanat dünyasına bağlı olmayan bir kişide öyle bir yüzük, geleneksel çerçevenin ötesine gitme arzusunu gösterir. Aynı zamanda ince entrika için gelişmiş zihin temsil eder ve her zaman flört etmeye hazır bir kişiyi işaretler.

Başparmağa takılan yüzük, erkeklerin elinde özel dikkate değer. Psikologlara göre, böyle bir yüzük sahibinin ana arzusu her şekilde kendini ispat etmek, özellikle cinsel açıdan. Bu konuda görüş son iki bin yıl değişmedi. Eski Yunanlılar ve Romalılar erkek gücünü korumak için başparmağa halkalar takardı. Günümüzde başparmaktaki yüzük, büyük bir enerjiye sahip, duygusal ve geniş bir insanı ortaya koymaktadır.