ZULTANİT TAŞI
ÖZELLİKLERİ
gem-box
24 Mart 2016 Perşembe
17 Mart 2016 Perşembe
TÜRKİYE’NİN DEĞERLİ
TAŞI ZULTANİTE
11 Mart 2016 Cuma
HOPE ELMASI
LANETLİ ELMASIN GERÇEK HİKAYESİ
‘’ Ve lanet sonsuza dek senin üzerindedir ‘’. Birçok insanın gözünde bu şiirin sözleri ünlü Hope elması ifade eder. Meşhur Hope elması safir gibi koyu mavi rengi ile tanınır, ama her şeyden önce talihsizlik getiren bir taş olarak bilinir. Peki, bu taş gerçekten kötü şans getirir mi? Onun bütün sahipleri aniden veya kötü bir şekilde öldü mü? Vereceğimiz cevap sizde hayal kırıklığı yaratabilir, ancak Hope elması sahiplerine talihsizlik getirmedi ve kesinlikle onların erken ölümüne sebep olmadı. Lanetli elmasın sahiplerinden birçoğu uzun bir hayat yaşadı ve taşı çevreleyen kötü efsaneleri bazı kişileri tarafından belirli amaç için icat edilmişti.
1804 yılında Fransız Meclisi savaş sırasında işlenen tüm suçları için af yasasını çıkardı ve mavi elmas Fransız Hükümetinden çalınan saray eserinden İngiliz tüccarların elindeki değerli mal varlığına dönüşmüştü. 1792-1812 arasındaki 20 yıl mavi elmas tarihindeki en gizemli yılları olarak kabul edilir ve onun yeniden kesilme koşulları hakkında hiçbir şey bilinmemektedir. Büyük olasılıkla İngiliz taş ustası John Françillon ve elmas tüccarı Daniel Eliason bu işlemi o dönemin en önemli taş kesim merkezi olan Amsterdam’da gerçekleştirdi. 1839 yılında Henry Philip Hope mavi elmasın yeni sahibi olarak ortaya çıktı. Henry Philip Hope ve ağabeyi Thomas Hope birçok ülkeye kredi veren Hope&Co. bankasının sahipleriydi. Henry Philip Hope mavi elması John Eliason’un varislerinden satın aldığını tahmin ediliyor. Henry Philip Hope hiç evlenmedi ve öldüğünde tüm mirasını yeğenlerine bıraktı. Artık Hope elması olarak bilinen mavi elmasın yeni sahibi yeğenlerinin en büyüğü Henry Thomas Hope onu 1851 yılında Londra’da Crystal Palace Sergisinde ve 1855 yılında Paris’te Dünya Sergisinde sergiledi. Henry Thomas Hope dönemi Hope elmasının en sakin dönemi olarak kayda geçti ancak bu taşa kötü özellikleri vermeye hazır olanlar Thomas Hope’un (54) nispeten erken yaşta öldüğünü işaret edebilir. Thomas Hope’un kızı Henrietta Adela 1887 yılında Hope elmasını en küçük torunu olan Lord Henry Francis Hope’a miras bıraktı. Lord Henry Francis Hope kumar sevgisi yüzünden sürekli maddi zorlukları çekiyordu ve 1895 yılında tamamen iflas etti. 1901 yılında Lord Henry Francis Hope mavi elması New Yorklu bir elmas tüccarına sattı ve böylece Hope elması ona adını veren ailenin elinden tamamen çıkmıştı. Lord Henry Francis Hope 1928 yılında 72 yaşındayken öldü. Bir sonraki dönemde Hope elması hakkında iddia edilen tuhaf ve korkunç olayların dizisi başlıyor. Jacque Colot adında bir Fransız broker Hope elması satın aldıktan sonra aklını kaybedip intihar ettiğini iddia ediliyor. Rus Prensi olarak tarif edilen Prens İvan Kanitowsky Hope elması aktris Folies Bergeres’e hediye etti ve güzel aktris ertesi gün taşı taktığında Prens tarafından vuruldu. Bir Yunanlı kuyumcu mavi elması Türkiye Sultanına sattıktan sonra eşi ve çocuğu ile araba kazasında öldü. Bunun gibi daha bir çok hikaye bulunabilir ancak bu tür olayları destekleyecek hiçbir kanıt yoktur.
Bayan McLean torunlarının en küçüğü 25 yaşını doldurana kadar tüm değerli eşyalarının satılmamasını vasiyet etti. Onun ölümünden iki yıl sonra mahkeme ailenin devlete karşı borçlarını ödemek için mücevherleri satmayı izin verdi. Mücevherlerin satılma ihtimali haberlere çıkınca Hope elmasının birçok alıcısı çıktı ancak 1949 yılında Harry Winston açıklanmayan para miktarı ödeyerek Bayan McLean’in tüm mücevher koleksiyonunu satın aldı. Bay Winston görünüşe göre elmasın sahiplerine getirdiği laneti hakkında pek endişe etmiyordu çünkü onu defalarca Atlantik üzerinden taşıdı ve özellikle bununla ilgili bir hikaye anlatmayı çok seviyordu. Bay Winston, eşi ve iki çocuğu ile Lizbon gezisinden Amerika’ya geri dönerken iki ayrı uçağı ile dönmeyi karar verdiler. Bayan Winston New York’a gitmek için Cuma günkü uçağına binecekti, Bay Winston ise ertesi günkü uçağı ile gelecekti. Cuma gününde Bayan Winston’un uçağı planlandığı gibi kalkış yaptı ve her zamanki yakıt ikmali için Azor adalarında indi. Uçağın motorundaki küçük sorun iki saatlik gecikmeye neden oldu ve Bayan Winston’un yolcuların arasında olma gerçeği kısa sürede belli oldu hatta bir yolcu yolculuğa artık devam edemeyeceğini söyleyerek uçağa binmeyi reddetti. Ertesi gün Bay Winston eşinden bir telegram alarak her şeyin yolunda olduğunu öğrendi ve uçağa binerken yandaki koltuğu boş görünce çok sevindi. Azor adalarına indikten sonra Bay Winston yanındaki boş koltuğunun artık boş olmadığını öğrendi. Yeni yolcu lanetli elmas sahibinin eşi ile aynı uçakta seyahat etmekten nasıl kurtulduğunu anlatıyordu. Yolcu sürekli konuşuyordu ve herkesi rahatsız ediyordu özellikle o uçağın güvenli bir şekilde yere inip inmediğini merak ediyordu. Bay Winston bunu duyunca yolcuya eşinden aldığı telegramı uzattı. Yolcu şaşkın bir şekilde Bay Winston’a baktı ve bir daha ağzını açmadı. Harry Winston döneminde Hope elması binlerce kilometre seyahat etti ve transit sırasında bir milyon dolara sigortalandı, ayrıca sergilenirken milyonlarca dolar bağış topladı. Kasım 1958 yılında Harry Winston Hope elmasını Smithsonian Müzesine bağışladı. Bugüne kadar Hope elması sadece birkaç kez Smithsonian müzesini terk etti. 1962 yılında Fransa Louvre Müzesindeki sergi için. Bu sergide mavi elmas 14. Louis’in diğer mücevherleri ile yüzyıllar sonra yeniden bir araya geldi. 1965 yılındaki Güney Afrika’daki Johannesburg sergisi için. Hope elması Güney Afrika’ya gelince De Beers Araştırma Laboratuvarının üst düzey yetkilileri elmasa bilimsel inceleme yapmayı başardı. Diğer tüm doğal mavi elmasları gibi Hope elması en nadir tip IIb grubuna ait olduğunu tespit edilmiştir. Bu tarihi 45.52 karatlık elmasın ölçüleri: en – 21.76mm, uzunluk- 25.60mm ve derinlik 12.00mm, ayrıca Hope elmasının nispeten kalın kemeri ve oldukça geniş bir culeti var. GIA enstitüsü Hope elması VS1 berraklık derecesi ve Fancy Deep grimsi mavi renk seviyesi olarak derecelendirdi.
9 Mart 2016 Çarşamba
MART AYININ ŞANS TAŞI
AKVAMARİN
Akvamarin
taşı denizin derin mavisinden gökyüzünün açık mavisine kadar olağanüstü güzel
mavi renk tonlarını sunar. Büyüleyici, berrak ve ışıltılı akvamarin hemen hemen
her kadının ten ve göz rengine uyum sağlar. Tüm mücevher tasarımcıları ve
sanatsal taş kesim ustaları akvamarinin ince mavi tonlarından esinlenerek eşsiz
parçaları yaratırlar. Akvamarin uyum, dostluk ve güven duyguları uyandırır ve
bu güzel duyguların temelinde sonsuz gökyüzünün ve hayat veren suyunun
enerjileri yer alır. Akvamarine baktığınızda bazen gerçekten de okyanusun
berrak mavisini yakaladığınızı düşünürsünüz. Bu nedenle bu taşın adı Latince
Aqua (su) ve Mare (deniz) kelimelerden geliyor ve güneşli bir yerde suya
konduğunda kendi güçlerini en iyi şekilde geliştirdiğine inanılır. Ayrıca eski
zamanlarda akvamarin mutlu evlilik, neşe ve zenginlik getiren bir taş olarak
sayılırdı.
Akvamarin
en iyi bilinen taşlardan biridir ve neredeyse yakut, safir ve zümrüt kadar
popüler. Aslında zümrüt ve akvamarin beril ailesinin en değerli üyeleridir
sadece akvamarin zümrüde göre hemen hemen hiç kapanımları içermez. Moh’s
skalasındaki 7.5 – 8 puanlık sertlik derecesi onu çizilme riskine karşı büyük
ölçüde korur. Akvamarin benzersiz mavi rengini demir elementinden alır ve bazı
örnekleri mavimsi yeşil tonları gösterirler, ancak akvamarinin rengi ne kadar
derin olursa değeri de o kadar artar. Akvamarinin çeşitli renk tonları güzel ve
melodik isimleri taşırlar. Örneğin Brezilya’nın Santa Maria de İtabria
madeninden çıkan çok nadir yoğun mavi taşlara ‘’Santa Maria’’ adı verilir.
Benzer renk özellikleri gösteren Mozambik akvamarinlere ‘’Santa Maria Africana’’
adı verildi. Brezilya’daki Espirito Santo eyaletinde çıkan çok yoğun renkli
olmayan taşlara ‘’Espirito Santo’’ adı verilir. Bir tane güzel akvamarin tonu
1954 Brezilya güzellik kraliçesi Martha Rocha’nın ismini bile almış. Sadece bu
ilginç isimlere bakarak Brezilya’nın ne kadar önemli akvamarin kaynaklarına
sahip olduğunu hemen anlarsınız. Dünya pazarındaki akvamarin taşının çoğunluğu
bu ülkeden geliyor ancak bu taş aynı zamanda Zambiya, Nijerya, Madagaskar,
Mozambik, Afganistan ve Pakistan’da bulunur.
27 Şubat 2016 Cumartesi
BAŞARI VE REFAH GETİREN TAŞLAR
PERİDOT
Peridot para konusundaki
karışıklıkları çözmenize yardımcı olur. Peridot küpe bir iş kadına toplantılarda çıkan tartışmalarda daha güçlü durmaya yardımcı olacaktır. Sol
elinin işaret parmağına takılan peridot yüzük, yeni başlatılan projelerin
hızlandırılmasını ve harcanan para miktarının hızla geri kazanılmasını sağlar.
Peridot taşını ayrıca herhangi cebinizde, cüzdanınızda veya çantanızda taşımak
ayni etkiyi verir. Peridot – Mart, Şubat ve Mayıs aylarında en yüksek etkilere sahiptir.
SİTRİN
Sitrin taşı çeşitli
insanlar arasında düşmanları belirleme sezgileri kuvvetlendirir. Sol elinin
işaret parmağına takılan sitrin yüzük nazara ve ikiyüzlü insanlara karşı
korur. Sağ elinin işaret parmağına takıldığında işlerde başarılı bir sonuç ve
istikrarlı bir gelir getirir. Taş olarak sitrini taşımak önerilmez, onun yeri
çalışma masasının üzerinde veya ev içinde rahatça görülebilen bir yerdedir.
Unutmayın, kayıp sitrin taşı para sıkıntıları işaret eder. Sitrin taşı en güçlü
etkilere Mayıs, Temmuz ve Kasım aylarında sahiptir.
KRİZOPRAZ
Krizopraz taşı sahibine başarı, zenginlik ve refah getirir. Yeni bir proje veya yeni bir işe
başladığınızda sol elinizin yüzük parmağına bir krizopraz yüzük takın, size doğru yol seçmenize yardımcı olur ve iş görüşmelerinizde başarı
yakalamanızı sağlar. Krizopraz yüzüğü sağ elinin yüzük parmağına takmak –
ekstra bir güç kazanmak ve hızlı bir şekilde paraya ulaşmak demektir. Yüzük
yerine sol cebinizde duran krizopraz taşı aynı etki sağlayacaktır. Krizopraz
taşı Nisan, Mayıs, Eylül ve Aralık aylarda en güçlü etkilere sahiptir.
KARNELİAN
Karnelian
para bölünme sırasında doğan kavgaları ve tartışmaları yatıştırır. Sol elinin
orta parmağına takılan karnelian yüzük, sahibine yeni plan ve projeleri
getirir. Sağ elinin yüzük parmağına takıldığında – sahibine adil yoldaşları
çeker ve düşmanları uzaklaştırır. Karnelian taşını gece yastık altına koymak, tüm
endişelerden arınmak demektir. Mart, Haziran, Temmuz ve Kasım aylarında daha
güçlü etkilere sahiptir.
LABRADORİT
Labradorit – yeni başlatılan işleri başarılı bir şekilde bitirmeye yardımcı olur. Parasal işlerde çıkan tehlike
ve olası dolandırıcılığa karşı, donuk ve mat rengi ile sahibini uyarır. Yüzük
olarak sağ veya sol elinin işaret parmağına takılan Labradorit, zor durumların
üstesinden gelmeye ve akıllıca kararları almaya yardımcı olur. Labradorit taşı
yanınızda taşımak her zaman iyi gelir – sizi ani para kaybına karşı
koruyacaktır. Şubat, Nisan, Haziran ve Ağustos aylarda bu taşın özel güçleri
vardır.
KRİZOBERİL
Krizoberil taşı sıkıntılı döneminden sonra
refah sağlamaya yardımcı olur. Sağ
tarafa takılan bir krizoberil broş veya sağ elinin yüzük parmağına takılan bir
yüzük – iyi ve çalışkan iş ortağı bulunmasına yardımcı olur, ayrıca bu taşa
sahip olan kişide finansal becerileri geliştirir. Krizoberil taş olarak sağ
cebinde taşınmalı. Ocak, Mayıs, Eylül ve Aralık aylarında özel güçlere
sahiptir.
KAPLANGÖZÜ
Kaplangözü
taşı sahibini mali kayıplara karşı korur, ağırlaşıp size sürekli rahatsızlık
vererek nakit sıkıntılara karşı uyarır. Kaplangözü takı olarak ( yüzük, bilezik
veya broş) sadece sol tarafa takılır. Bu taş Nisan, Haziran, Ağustos, Ekim ve
Kasım aylarda özel etkilere sahiptir.
21 Şubat 2016 Pazar
CULLİNAN – TARİHİN EN GÖRKEMLİ ELMASI
26 Ocak 1905 yılında değerli taşların tarihinde en
önemli olaylardan biri gerçekleşti. Güney
Afrika’nın Premier elmas madeninde elmasların en görkemlisi Cullinan elması bulundu. Bu tarihi elmas 1862 yılında Güney
Afrika’da doğan İrlanda asıllı Thomas Cullinan’ın adını taşıyor. Thomas
Cullinan’ın dedesi James Cullinan başlangıçta Amerika’ya göç etme kararı
vermişti ve 1836 yılında New York’a gidecek gemiye binmek üzere eşi ile
birlikte İrlanda’dan Londraya geldi. James Cullinan’ın göç planları aşırı
hevesli kutlama sonucunda bozuldu ve o sadece gemiyi kaçırmakla kalmayıp tüm
paralarını da kaybetti. Londra’da tamamen parasız kalan James İrlanda’ya dönecek
kadar para bile bulamıyordu ve bu sorunu İngiliz ordusuna katılarak ve
görev için Güney Afrika’ya gitmekle çözdü.
Cullinan soyadını dünyaya duyuran James
Cullinan’ın torunu Thomas, Güney Afrika’nın en başarılı müteahhitlerden
biriydi ancak büyük bir elmas madeni keşfetme fikri Thomas’ta saplantı haline
geldi. Thomas özellikle Johannesburg yakınlarında bulunan Pretoria
çiftliklerinde artan elmas buluşları ile yakından ilgileniyordu. Bir rivayete
göre Thomas kendini şarbon kontrolü yapan büyük baş hayvan denetmeni olarak
tanıtıp çiftlikleri gezerken gizlice elmas araştırması yapıyordu. Güney
Afrika’da çıkan savaş Thomas’ın elmas araştırmalarına son verip Pretoria’daki
çiftlikleri yoksulluk durumuna sürüklemişti. Çiftlik arazilerin sahibi çaresiz
kalınca 1903 yılında Thomas Cullinan’ın kurduğu Premier Syndicate Limited şirketinin teklifleri
kabul etmek ve arazileri satmak zorunda kaldı.
Premier madeni
faaliyete geçtikten hemen sonra De Beers yöneticilerden Sir Alfred Beit maden
yerini görmeye geldi. Madenin boyutu ve yapılan işlerin büyüklüğü Sir Alfred’i o
kadar etkiledi ki bir yazara göre De Beers için böyle büyük rakibinin ortaya
çıkma düşüncesi Sir Alfred'i bayılttı. Ancak başka bir rapora göre bayılmanın sebebi
sadece aşırı sıcak bir gün olmuştu. 26 Ocak 1905 yılında öğlen saatlerinde bir
maden işçisi bölüm şefine doğru koşarak heyecanla madenin duvarında
büyük parlak bir nesne gördüğünü söyledi. Bölüm şefi Wells madene indiğinde
işçinin göstermiş olduğu nesnenin devasa bir elmas olduğunu hemen anladı.
Kendi
gözlerine inanmayan Wells taşı bıçakla yerinden söküp maden ofisine koştu ancak
ofis müdürü meşgul olduğu için kapıda uzun süre bekletildi. Ofis çalışanları Wells’in ofise neden geldiğini merakla sordular, böylece Wells onlara elması
göstermek zorunda kaldı. Bunun üzerine çalışanlardan biri ‘’ Bu bir elmas
değildir ‘’ söyleyerek onu pencereden dışarı fırlattı. Wells sessizce dışarı
çıktı ve elması geri aldı. Bulunan kristal tartıldığında 3.025,75 karat
olduğunu ortaya çıktı.
Keşif haberi getiren telegraf Thomas Cullinan’a teslim
edildiğinde o arkadaşları ile akşam yemeğinde eğleniyordu. Cullinan haberden
hiç etkilenmedi ve arkadaşlara bulunan taşın elmas değil muhtemelen sadece basit bir
kristalin olduğunu söyledi. Kristalin elmas olduğunu kanıtlanınca Cullinan
kendisi için ve yemekte olan on bir tane misafiri için camdan on iki tane kopya
yaptırdı. Yapılan araştırmalara göre bulunan elmas çok daha büyük bir elmasın
sadece kopmuş bir parçasıydı ve orijinal taşın boyutu sadece tahmin edilebilir.
Orijinal taşın diğer parçaları volkanik patlama sırasında birbirinden uzak
yerlere dağılmış olabilir ve bir gün ortaya çıkma olasılığı hala söz konusu
ancak madenin hangi bölümünde bulunabileceği hiç kimse bilemez.
Cullinan elması
keşif haberi tüm dünyada büyük bir etki yarattı ve Premier şirketinin hisseleri
bir gecede inanılmaz değer kazandı. Premier dünyanın en büyük
elmas üreten madenin olacağı görüşü artık serbestçe ifade ediliyordu. O zamana kadar
dünya elmas pazarını ve elmas fiyatlarını sadece De Beers yönetiyordu ancak
artık pazarda iki büyük rakip vardı.
Cullinan elması Johannesburg’daki
Standard Bankasının ofisinde bir süre sergilendi ve Premier şirketi onu
Londra’ya göndermeye karar verdi. Böyle değerli parçanın yolculuğu oldukça
büyük sorunları yaratıyordu ve ilk olarak Cullinan elması Güney Afrika posta
servisinde çalışan bir görevlinin eşine ait şapka kutusuna gizlenerek Cape
Town’a güvenle ulaştırıldı. Deniz yolculuğuna geldiğinde Cullinan elması sıradan
bir posta paketi olarak 1905 yılının şubat ayında Londra’ya gönderildi. Aynı
zamanda güzelce paketlenmiş ve mühürlenmiş sahte bir elmas korumaların
gözetiminde gemi kaptanın odasında kasada tutuluyordu. Her iki taş zamanında güvenli
bir şekilde hedefe ulaştı.
İki yıl boyunca Cullinan elması Londra’da banka kasasında
kaldı çünkü ona fiyat teklif etmeyi kimse cesaret edemiyordu. Premier şirketi
tüm çabalara rağmen elması satamıyordu ve onu İngiltere Kralına sunmak için
Güney Afrika’nın Transvaal hükümetine öneride bulundu. İngiltere Hükümeti
Kralın Cullinan elması kabulü hakkında biraz huzursuz olmuştu ve uzun
tartışmalardan sonra kabine Kralın bu elması reddetmesi durumunda siyasi
anlamda zorluk oluşturacağı kararına vardı. Bu arada Kral Edward sunulan
elması kabul edeceğini önceden defalarca bildirmişti. Cullinan elması 19 Ekim
1907 tarihinde Güney Afrika’nın Transvaal Hükümeti tarafından resmi olarak
İngiltere Kralı Edward’a hediye edildi. Bunun yanında Transvaal hükümeti
Premier Elmas Şirketine Cullinan elması için 150.000 sterlin ödedi.
Hediye
kabul edildikten hemen sonra Cullinan elmasının kesme görevi Amsterdam’da
bulunan I.J Asscher firmasına verildi. Asscher ailesinin üç üyesi Londra’ya
giderek elması teslim aldı. Böyle büyük bir taşın kesme görevi her aşamasında
çeşitli zorlukları getiriyordu. Cullinan elması tek büyük bir taş olarak
kesinlikle fasetlenmezdi ve mutlaka parçalara bölünmesi gerekiyordu. Firmada en
yetenekli kesim ustası olarak tanınan Joseph Asscher özel olarak yapılmış bir
tutucuya elması yerleştirerek 8 Şubatta bölme işlemine başladı. Herkes nefesini
tutup işlemi heyecanla izlerken çelik bıçak çekicin ilk darbesinden kırıldı
ancak elmas hiç zarar görmedi. Gergin bir sessizliğin içinde Asscher bıçağı
değiştirip elmasa daha sert bir darbe indirdi. Elmas 1.977 ve 1.040 karatlık
iki parçaya bölündü. Joseph Asscher’in yeğeni Luis Asscher amcasının elmasın
bölünme sırasında bayıldığını hikayesi tamamen uydurma olduğunu söyledi. Luis’e
göre Joseph Asscher bayılmak yerine çok daha büyük olasılıkla bir şişe şampanya
açardı.
Kesim sürecini merakla takip eden Kral Edward Cullinan’ı iki büyük taş
halinde kesilmesini istedi ve bölünmüş iki parçanın fasetleme ve cilalama
işlemleri 2 Mart’ta başladı. Fasetleme işlemi için özel bir oda hazırlandı ve
tüm bu süreç Asscher şirketinde yaklaşık yirmi yıl çalışan ve olağanüstü
cilalama yeteneği olan Henri Koe gözetiminde yapılıyordu. Bir firma üyesinin
refakati olmadan elmasın bulunduğu odaya girmek veya odadan ayrılmak kesinlikle
yasaktı. Geceleri ise Cullinan elması dört polis tarafından korunuyordu. İki
elmasın fasetleme ve cilalama sürecinde üç tane usta sekiz ay boyunca her gün
ön dört saat çalıştı. Elmasın bölme işlemi sırasında Joseph Asscher
bayılmadıysa da, Henri Koe aşırı stres yüzünden sinir krizi geçirdi ve tedavi
için Güney Afrika’ya gönderildi. 21 Kasımda iki tane büyük Cullinan elması
resmi olarak Windsor sarayında Kral Edward’a sunuldu.
CULLİNAN’IN DOKUZ
TANE EN BÜYÜK ELMASI
Cullinan (1) - 530.20 karat - armut şekli
Cullinan (2) -
317.40 karat - yastık şekli
Cullinan (3) -
94.40 karat - damla şekli
Cullinan (4) -
63.60 karat - yastık şekli
Cullinan (5) -
18.80 karat - kalp şekli
Cullinan (6) -
11.50 karat - markiz şekli
Cullinan (7) - 8.80
karat - markiz şekli
Cullinan (8) - 6.80
karat - uzatılmış yastık şekli
Cullinan (9) - 4.40 karat - damla şekli
Muhteşem Cullinan (1) elması dünyanın
en büyük kesilmiş elmas unvanı aldı. Kral Edward ona ‘’Great Star of Africa’’
(Afrika’nın büyük yıldızı) olarak yeni bir isim verdi ve İngiliz Kraliyet
Asasına monte edilmesini emretti. Cullinan (2) elması İngiliz İmperyal Tacının
ön kısmında yer alıyor ve her iki elmas bugün Londra Tower kulesindeki Kraliyet
Mücevher Müzesinde sergilenmektedir. Kral Edward ayrıca elması bölme sırasında
kullanılan bıçak ve çekici görmek istedi ve onların da aynı zamanda Tower
kulesindeki müzesinde sergilenmesini emretti. Günümüzde bu aletler Amsterdam’da
Asscher firmasının ofisinde sergilenir ve çelik bıçağının kenar kısmındaki
deformasyon çok net fark edilebilir.
Cullinan (1) ve Cullinan (2) kraliyet
mücevherleri olarak kayıtlara geçti. Diğer tüm taşlar ve kesimden kalan
parçalar hizmet ücreti olarak Asscher ailesine kaldı. Kral Edward daha sonra
Cullinan (6) elması Kraliçe Aleksandra için hediye olarak satın aldı. Bu elmas
şu anda Kraliçe II Elizabeth’in sahip olduğu zümrütlü kolyenin ucunda yer
alıyor. Kalan 6 tane büyük ve 96 tane küçük Cullinan elması Transvaal hükümeti
tarafından satın alındı. Transvaal hükümeti altı tane büyük elması Güney Afrika
ziyareti sırasında Galler Prensesi Mary’ye hediye etmeyi planlıyordu, ancak
resmi ziyaret Kral Edward’ın ölüm sebebiyle iptal edildi. Daha sonra elmaslar
Güney Afrika hükümeti ve halkı adına artık Kraliçe Mary’ye hediye olarak
sunuldu.
Cullinan (2), (3) ve (4) elmasları Afrika’nın küçük yıldızları ‘’The Lesser
Stars of Africa’’ olarak bilinir. Cullinan (3) ve Cullinan (4) elmasları Kral
George’un 1911 yılındaki taç giyme töreninde Kraliçe Mary'nin takacağı yeni
taca monte edildi daha sonra kişisel kullanım için çıkarılabilme özelliği ile.
Kraliçe Elizabeth’e bu taşlar büyük annesinden miras kaldı ve Kraliçe onları şu
anda broş olarak kullanıyor. Mart 1958 yılında Kraliçe Elizabeth Hollanda
Devlet ziyaretinde Asscher fabrikasının turu sırasında bu broşu taktı ve iki
tane Cullinan elması neredeyse elli yıl sonra kesildiği yere tekrar geri döndü.
Kraliçe Elizabeth kalp şeklindeki Cullinan (5) elması broş olarak kullanıyor,
Cullinan (7) ve Cullinan (8) başka bir broş olarak tasarlandı, Cullinan (9) ise
yüzük olarak ayarlandı. Tüm bu taşlar Kraliçe ile birlikte sık sık seyahat
ederler. Cullinan’ın 96 tane küçük elmaslarından biri 1932 yılında Londra’da
sergilendi ve ona ‘’Romyn’’ adı verildi. Daha sonra 1966 yılında 2.5 karatlık
markiz ve 1.5 karatlık yuvarlak kesimli iki tane elmas De Beers’in
Johannesburg’da düzenlediği bir sergide sergilendi. De Beers elmas
laboratuvarının bir çalışanı sergi sırasında taşları incelemek için fırsat
buldu ve onları bugüne kadar gördüğü elmasların en saf örneği olarak ifade etti.
17 Şubat 2016 Çarşamba
YÜZÜKLER VE İNSANIN DOĞASI
Alyans dışında parmaklara takılan yüzükler insan doğası hakkında birçok şey anlatabilirler. Psikologlara göre değişik parmaklara takılan yüzükler, yüzük sahibinin karakteriyle ilgili çok önemli ipuçları verebilir.
Orta parmağa yüzük takmak iyi bir kariyer için tüm güçleri ayarlamak demektir. Orta parmağımız en uzun ve en merkezi parmağımız. Kural olarak, bu parmak bizim atalarımızla olan bağlantı gösteriyor ve bütün aile, miras kalan takılar ona takılıyor. Bu yüzden orta parmağa yüzük takan kişi kadere, karmaya, ve yüksek amaca inanır. Böyle bir kişi ile karşılaştıysanız, emin olun ki o büyük manevi güce sahiptir. Orta parmağa takılan yüzük, yaşamın bütün zorlukların üstesinden gelmeye yardımcı olur, özveri ve bilgeliği arttırır.
İşaret parmağa yüzük takmak, fiziksel kuvvet ve çeviklik verir. Gururlu ve iktidar arzusu olan bir karakteri işaret eder. Sizin karşınıza çıkan kişi bu parmağa gösterişli yüzük takıyorsa, o liderliği hedeflemektedir. Onun en ciddi niyeti fethetmek ve kazanmak. Eğer çekingen, utangaç ve kararsız bir kişi bu parmağa yüzük takarsa, iletişimde zorluk yaşamaz. Ama genelde bu çok gururlu ve kibirli bir kişinin simgesidir.
Çok az kişi serçe parmağa yüzük takıyor. Müzikal ve sanatsal duyarlılığınızın artmasını istiyorsanız, serçe parmağınıza yüzük takın. Serçe parmağındaki yüzük oyuncu, sanatçı ve moda tasarımcıların sık arkadaşı. Ancak sanat dünyasına bağlı olmayan bir kişide öyle bir yüzük, geleneksel çerçevenin ötesine gitme arzusunu gösterir. Aynı zamanda ince entrika için gelişmiş zihin temsil eder ve her zaman flört etmeye hazır bir kişiyi işaretler.
Başparmağa takılan yüzük, erkeklerin elinde özel dikkate değer. Psikologlara göre, böyle bir yüzük sahibinin ana arzusu her şekilde kendini ispat etmek, özellikle cinsel açıdan. Bu konuda görüş son iki bin yıl değişmedi. Eski Yunanlılar ve Romalılar erkek gücünü korumak için başparmağa halkalar takardı. Günümüzde başparmaktaki yüzük, büyük bir enerjiye sahip, duygusal ve geniş bir insanı ortaya koymaktadır.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)