21 Şubat 2016 Pazar

CULLİNAN – TARİHİN EN GÖRKEMLİ ELMASI




26 Ocak 1905 yılında değerli taşların tarihinde en önemli olaylardan biri gerçekleşti. Güney Afrika’nın Premier elmas madeninde elmasların en görkemlisi  Cullinan elması bulundu. Bu tarihi elmas 1862 yılında Güney Afrika’da doğan İrlanda asıllı Thomas Cullinan’ın adını taşıyor. Thomas Cullinan’ın dedesi James Cullinan başlangıçta Amerika’ya göç etme kararı vermişti ve 1836 yılında New York’a gidecek gemiye binmek üzere eşi ile birlikte İrlanda’dan Londraya geldi. James Cullinan’ın göç planları aşırı hevesli kutlama sonucunda bozuldu ve o sadece gemiyi kaçırmakla kalmayıp tüm paralarını da kaybetti. Londra’da tamamen parasız kalan James İrlanda’ya dönecek kadar para bile bulamıyordu ve bu sorunu İngiliz ordusuna katılarak ve görev için Güney Afrika’ya gitmekle çözdü.

Cullinan soyadını dünyaya duyuran James Cullinan’ın torunu Thomas, Güney Afrika’nın en başarılı müteahhitlerden biriydi ancak büyük bir elmas madeni keşfetme fikri Thomas’ta saplantı haline geldi. Thomas özellikle Johannesburg yakınlarında bulunan Pretoria çiftliklerinde artan elmas buluşları ile yakından ilgileniyordu. Bir rivayete göre Thomas kendini şarbon kontrolü yapan büyük baş hayvan denetmeni olarak tanıtıp çiftlikleri gezerken gizlice elmas araştırması yapıyordu. Güney Afrika’da çıkan savaş Thomas’ın elmas araştırmalarına son verip Pretoria’daki çiftlikleri yoksulluk durumuna sürüklemişti. Çiftlik arazilerin sahibi çaresiz kalınca 1903 yılında Thomas Cullinan’ın kurduğu Premier Syndicate Limited şirketinin teklifleri kabul etmek ve arazileri satmak zorunda kaldı. 



Premier madeni faaliyete geçtikten hemen sonra De Beers yöneticilerden Sir Alfred Beit maden yerini görmeye geldi. Madenin boyutu ve yapılan işlerin büyüklüğü Sir Alfred’i o kadar etkiledi ki bir yazara göre De Beers için böyle büyük rakibinin ortaya çıkma düşüncesi Sir Alfred'i bayılttı. Ancak başka bir rapora göre bayılmanın sebebi sadece aşırı sıcak bir gün olmuştu. 26 Ocak 1905 yılında öğlen saatlerinde bir maden işçisi bölüm şefine doğru koşarak heyecanla madenin duvarında büyük parlak bir nesne gördüğünü söyledi. Bölüm şefi Wells madene indiğinde işçinin göstermiş olduğu nesnenin devasa bir elmas olduğunu hemen anladı. 

Kendi gözlerine inanmayan Wells taşı bıçakla yerinden söküp maden ofisine koştu ancak ofis müdürü meşgul olduğu için kapıda uzun süre bekletildi. Ofis çalışanları Wells’in ofise neden geldiğini merakla sordular, böylece Wells onlara elması göstermek zorunda kaldı. Bunun üzerine çalışanlardan biri ‘’ Bu bir elmas değildir ‘’ söyleyerek onu pencereden dışarı fırlattı. Wells sessizce dışarı çıktı ve elması geri aldı. Bulunan kristal tartıldığında 3.025,75 karat olduğunu ortaya çıktı. 

Keşif haberi getiren telegraf Thomas Cullinan’a teslim edildiğinde o arkadaşları ile akşam yemeğinde eğleniyordu. Cullinan haberden hiç etkilenmedi ve arkadaşlara bulunan taşın elmas değil muhtemelen sadece basit bir kristalin olduğunu söyledi. Kristalin elmas olduğunu kanıtlanınca Cullinan kendisi için ve yemekte olan on bir tane misafiri için camdan on iki tane kopya yaptırdı. Yapılan araştırmalara göre bulunan elmas çok daha büyük bir elmasın sadece kopmuş bir parçasıydı ve orijinal taşın boyutu sadece tahmin edilebilir. Orijinal taşın diğer parçaları volkanik patlama sırasında birbirinden uzak yerlere dağılmış olabilir ve bir gün ortaya çıkma olasılığı hala söz konusu ancak madenin hangi bölümünde bulunabileceği hiç kimse bilemez. 

Cullinan elması keşif haberi tüm dünyada büyük bir etki yarattı ve Premier şirketinin hisseleri bir gecede inanılmaz değer kazandı. Premier dünyanın en büyük elmas üreten madenin olacağı görüşü artık serbestçe ifade ediliyordu. O zamana kadar dünya elmas pazarını ve elmas fiyatlarını sadece De Beers yönetiyordu ancak artık pazarda iki büyük rakip vardı. 

Cullinan elması Johannesburg’daki Standard Bankasının ofisinde bir süre sergilendi ve Premier şirketi onu Londra’ya göndermeye karar verdi. Böyle değerli parçanın yolculuğu oldukça büyük sorunları yaratıyordu ve ilk olarak Cullinan elması Güney Afrika posta servisinde çalışan bir görevlinin eşine ait şapka kutusuna gizlenerek Cape Town’a güvenle ulaştırıldı. Deniz yolculuğuna geldiğinde Cullinan elması sıradan bir posta paketi olarak 1905 yılının şubat ayında Londra’ya gönderildi. Aynı zamanda güzelce paketlenmiş ve mühürlenmiş sahte bir elmas korumaların gözetiminde gemi kaptanın odasında kasada tutuluyordu. Her iki taş zamanında güvenli bir şekilde hedefe ulaştı.

 İki yıl boyunca Cullinan elması Londra’da banka kasasında kaldı çünkü ona fiyat teklif etmeyi kimse cesaret edemiyordu. Premier şirketi tüm çabalara rağmen elması satamıyordu ve onu İngiltere Kralına sunmak için Güney Afrika’nın Transvaal hükümetine öneride bulundu. İngiltere Hükümeti Kralın Cullinan elması kabulü hakkında biraz huzursuz olmuştu ve uzun tartışmalardan sonra kabine Kralın bu elması reddetmesi durumunda siyasi anlamda zorluk oluşturacağı kararına vardı. Bu arada Kral Edward sunulan elması kabul edeceğini önceden defalarca bildirmişti. Cullinan elması 19 Ekim 1907 tarihinde Güney Afrika’nın Transvaal Hükümeti tarafından resmi olarak İngiltere Kralı Edward’a hediye edildi. Bunun yanında Transvaal hükümeti Premier Elmas Şirketine Cullinan elması için 150.000 sterlin ödedi. 



Hediye kabul edildikten hemen sonra Cullinan elmasının kesme görevi Amsterdam’da bulunan I.J Asscher firmasına verildi. Asscher ailesinin üç üyesi Londra’ya giderek elması teslim aldı. Böyle büyük bir taşın kesme görevi her aşamasında çeşitli zorlukları getiriyordu. Cullinan elması tek büyük bir taş olarak kesinlikle fasetlenmezdi ve mutlaka parçalara bölünmesi gerekiyordu. Firmada en yetenekli kesim ustası olarak tanınan Joseph Asscher özel olarak yapılmış bir tutucuya elması yerleştirerek 8 Şubatta bölme işlemine başladı. Herkes nefesini tutup işlemi heyecanla izlerken çelik bıçak çekicin ilk darbesinden kırıldı ancak elmas hiç zarar görmedi. Gergin bir sessizliğin içinde Asscher bıçağı değiştirip elmasa daha sert bir darbe indirdi. Elmas 1.977 ve 1.040 karatlık iki parçaya bölündü. Joseph Asscher’in yeğeni Luis Asscher amcasının elmasın bölünme sırasında bayıldığını hikayesi tamamen uydurma olduğunu söyledi. Luis’e göre Joseph Asscher bayılmak yerine çok daha büyük olasılıkla bir şişe şampanya açardı. 

Kesim sürecini merakla takip eden Kral Edward Cullinan’ı iki büyük taş halinde kesilmesini istedi ve bölünmüş iki parçanın fasetleme ve cilalama işlemleri 2 Mart’ta başladı. Fasetleme işlemi için özel bir oda hazırlandı ve tüm bu süreç Asscher şirketinde yaklaşık yirmi yıl çalışan ve olağanüstü cilalama yeteneği olan Henri Koe gözetiminde yapılıyordu. Bir firma üyesinin refakati olmadan elmasın bulunduğu odaya girmek veya odadan ayrılmak kesinlikle yasaktı. Geceleri ise Cullinan elması dört polis tarafından korunuyordu. İki elmasın fasetleme ve cilalama sürecinde üç tane usta sekiz ay boyunca her gün ön dört saat çalıştı. Elmasın bölme işlemi sırasında Joseph Asscher bayılmadıysa da, Henri Koe aşırı stres yüzünden sinir krizi geçirdi ve tedavi için Güney Afrika’ya gönderildi. 21 Kasımda iki tane büyük Cullinan elması resmi olarak Windsor sarayında Kral Edward’a sunuldu. 


CULLİNAN’IN DOKUZ TANE EN BÜYÜK ELMASI

Cullinan (1)  -  530.20 karat - armut şekli
Cullinan (2)  -  317.40 karat -  yastık şekli
Cullinan (3)  -  94.40 karat    - damla şekli
Cullinan (4)  -  63.60 karat    -  yastık şekli
Cullinan (5)  -  18.80 karat    -  kalp şekli
Cullinan (6)  -  11.50 karat    -  markiz şekli
Cullinan (7)  -  8.80 karat      -  markiz şekli
Cullinan (8)  -  6.80 karat      -  uzatılmış yastık şekli
Cullinan (9)   - 4.40 karat      - damla şekli




Muhteşem Cullinan (1) elması dünyanın en büyük kesilmiş elmas unvanı aldı. Kral Edward ona ‘’Great Star of Africa’’ (Afrika’nın büyük yıldızı) olarak yeni bir isim verdi ve İngiliz Kraliyet Asasına monte edilmesini emretti. Cullinan (2) elması İngiliz İmperyal Tacının ön kısmında yer alıyor ve her iki elmas bugün Londra Tower kulesindeki Kraliyet Mücevher Müzesinde sergilenmektedir. Kral Edward ayrıca elması bölme sırasında kullanılan bıçak ve çekici görmek istedi ve onların da aynı zamanda Tower kulesindeki müzesinde sergilenmesini emretti. Günümüzde bu aletler Amsterdam’da Asscher firmasının ofisinde sergilenir ve çelik bıçağının kenar kısmındaki deformasyon çok net fark edilebilir. 

Cullinan (1) ve Cullinan (2) kraliyet mücevherleri olarak kayıtlara geçti. Diğer tüm taşlar ve kesimden kalan parçalar hizmet ücreti olarak Asscher ailesine kaldı. Kral Edward daha sonra Cullinan (6) elması Kraliçe Aleksandra için hediye olarak satın aldı. Bu elmas şu anda Kraliçe II Elizabeth’in sahip olduğu zümrütlü kolyenin ucunda yer alıyor. Kalan 6 tane büyük ve 96 tane küçük Cullinan elması Transvaal hükümeti tarafından satın alındı. Transvaal hükümeti altı tane büyük elması Güney Afrika ziyareti sırasında Galler Prensesi Mary’ye hediye etmeyi planlıyordu, ancak resmi ziyaret Kral Edward’ın ölüm sebebiyle iptal edildi. Daha sonra elmaslar Güney Afrika hükümeti ve halkı adına artık Kraliçe Mary’ye hediye olarak sunuldu. 

Cullinan (2), (3) ve (4) elmasları Afrika’nın küçük yıldızları ‘’The Lesser Stars of Africa’’ olarak bilinir. Cullinan (3) ve Cullinan (4) elmasları Kral George’un 1911 yılındaki taç giyme töreninde Kraliçe Mary'nin takacağı yeni taca monte edildi daha sonra kişisel kullanım için çıkarılabilme özelliği ile. Kraliçe Elizabeth’e bu taşlar büyük annesinden miras kaldı ve Kraliçe onları şu anda broş olarak kullanıyor. Mart 1958 yılında Kraliçe Elizabeth Hollanda Devlet ziyaretinde Asscher fabrikasının turu sırasında bu broşu taktı ve iki tane Cullinan elması neredeyse elli yıl sonra kesildiği yere tekrar geri döndü. 

Kraliçe Elizabeth kalp şeklindeki Cullinan (5) elması broş olarak kullanıyor, Cullinan (7) ve Cullinan (8) başka bir broş olarak tasarlandı, Cullinan (9) ise yüzük olarak ayarlandı. Tüm bu taşlar Kraliçe ile birlikte sık sık seyahat ederler. Cullinan’ın 96 tane küçük elmaslarından biri 1932 yılında Londra’da sergilendi ve ona ‘’Romyn’’ adı verildi. Daha sonra 1966 yılında 2.5 karatlık markiz ve 1.5 karatlık yuvarlak kesimli iki tane elmas De Beers’in Johannesburg’da düzenlediği bir sergide sergilendi. De Beers elmas laboratuvarının bir çalışanı sergi sırasında taşları incelemek için fırsat buldu ve onları bugüne kadar gördüğü elmasların en saf örneği olarak ifade etti. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder